Peygamber Efendimiz; ”niçin ağlarsın Ey Ebubekir” diyince, Hazreti Ebubekir; ” Ya Rasulallah, mağaradaki tüm delikleri elbisemle kapadım, fakat bir delik açık kaldı onu da topuğumla kapatınca yılan ısırdı.” Peygamber Efendimiz; çek ayağını Ya Ebubekir” dedi. Yılan delikten çıktı ve dile geldi. ” Ey alemlere rahmet olan tüm alemin peygamberi, Ey sevgili, ben yıllarca senin aşkınla yanar tutuşurum. Senin bu mağaraya geleceğini öğrenince yıllardır sürünerek buraya geldim ve yıllardır seni bekliyorum nur cemalini görmek için. Seni görmeme Ebubekir engel oldu, ben de onu ısırmak zorunda kaldım. Affet Ya Rasulallah. ”
Efendimiz yılanı affetti. Yılan deliğine döner dönmez parmağını diline götürdü ve Hazreti Ebubekir’in yarasına sürdü ve hemen iyileşti.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Peygamber Efendimiz’i görmek isteyen sadece bir yılandı. Peki bizim sevgimiz..?
Bizde o yılan kadar seviyormuyuz.!
Peygamberimize biz, bir yılan kadar bile olamadık. Kahvehane köşelerinden, eğlence merkezlerinden, barlardan, futbol sahalarından çıkmayan, caminin yollarını unutan bir nesil olduk.
Efendimiz’in bize bıraktığı hiçbir şeye doğru dürüst sahip çıkamadık. Ne Kuran’a, ne Namaza, Ne Sünnet’e, ne de veda hutbesine sahip çıkabildik. Hiçbir yolunu doğru dürüst takip etmedik, halbuki onun yolu Cennet Yolu’dur. Allah’ım bizleri bu yolun daimi yolcularından eylesin.
Hazreti Ebubekir ve Yılan Hikayesi
Peygamber Efendimiz ve hazreti Ebubekir Müşriklerden saklanmak için Sevr Mağarasına girdiler. Mağarada bir sürü yılan delikleri vardı. Hazreti Ebubekir üzerindeki kıyafetini parça parça edip tüm delikleri kapadı. Sadece bir delik açık kaldı. O deliği de ayak topuğuyla kapadı. Peygamber Efendimiz ve Hz.Ebubekir çok yorgundu. Efendimiz, Hz.Ebubekir’in dizinde uykuya dalmıştı. Peygamber Efendimizi görmek İçin yıllarca bekleyen bir Yılan delikten dışarıya çıkmak istedi ama Hazreti Ebubekir’in ayağı ile kapadığından çıkamıyordu. Çıkmak için Hazreti Ebubekir’in ayağını ısırır. Hazreti Ebubekir hiç ses çıkarmaz. Bir defa daha ısırınca canı çok yandı, gözlerinden bir iki damla yaş Peygamber Efendimizin yüzüne akar. Peygamber Efendimiz o an uykudan uyanır.