DİNLER

Aztekler'de Kurban Ritüeli

Aztek imparatorluğu , Mezoamerika'da (orta Meksika bölgesi) 14-16. yy. yaşamış medeniyettir. Azteklerin başkenti günümüzde Meksika'nın başkenti Meksiko şehrinde Texcoco Gölü'nün ortasında bulunan adada inşa edilen Tenochtitlan antik kentidir.

Aztekler'de Kurban Ritüeli

Aztekliler hakkında günümüze ait bilğileri 1521’de İspanyol Hernan Cortes ve adamlarının bildirdiği bilğilerden ve Tenochtitlan şehrinde yapılan arkeolojik çalışmalardan elde edilen bulgular ve yazılı belgelerden elde ediyoruz. 
Bir Aztek efsanesi göre Azteklilerin tanrıları sırf Aztek halkı yaşasın diye tanrılar kendilerini kurban ettiğini belirtir. Bundan dolayı da Azteklilerde kurban ayini çok önemlidir. 
Aztekliler tanrılarına önem verirler , gazablarından korkarlar , önemli bir iş yapmadan önce ve sonrası tanrılara kurban ayini düzenlemekteydiler. Aztekliler için kurban ayinleri tarihi ve zamanı hiç önemli değildi. Aztekliler kurban ayinine  "tanrılara can borcun iadesi" olarak gördüklerinden "Nextlahualli" dedikleri yani "borç ödemesi"  adı ile ayin yaparlardı. Aztekliler kurban ayininde , kurban edildikten sonra kurban kanı içerler ve etini yerlerdi böylece hem tanrıları memnun ettiklerini hem tanrılara kavuştuklarını zannettiklerinden hem de halkın ve kendilerinin iyiliği için olduğunu düşündüklerindendir. 

İspanyol kaynakların ve de Tenochtitlan şehrinde yapılan arkeolojik çalışmalardan öğrenildiğine göre , ve Templo Mayor tapınağında bulunan insan kalıntılarından , Azteklilerin hayvan ve insan kurban ettikleri öğreniyoruz. 
Kurban ayinleri Aztek tapınakların tepesinde sunak yerinde yapılırdı. Tapınakları Piramit biçiminde inşa edilmiştir. Tapınağın tepesine uzun merdivenlerden çıkılır. Tapınağın tepesinde platform bulunurdu. Kurban ayinini 5 rahip yapardı. 4 rahip kurbanı el ve ayakları tutar 5. rahip karnını kesmek için ayinler için yapılmış çakmak taşı bıçağını kullanırdı. Metal bıçak veya başka türde bıçak veya kesici alet kesinlikle kullanılmazdı. Son olarak rahip elini kurbanın diyaframdan içeri sokarak kalbini çıkarırdı.

Aztekliler de kurban edilecek kişiye çok değer verirlerdi. Kurban seçildikten sonra , kurban olana kadar ikramlar ve övgüler yapılırdı. Fakat kurban seçilen kişi ölüm korkusu ile kurban olmaktan vazgeçer ve kendisini feda edemeyip kurtulursa , Azteklilerin onuru kırılır , "tanrılara hakaret" ettiği düşünülür ,  kendisiyle alay edilip , cezalandırılırdı. Bunu bilen kurbanlar özgür bırakılsalar bile kendilerini feda etmeyi seçerlerdi. 
Aztekliler kurban ayini öncesi veya sonrasında tapınaklarına tanrılara adanan değerli altın , ziynet eşyası , heykel türü objeleri bırakırlardı. 
Aztek'liler salgın hastalıklarda , afetlerde ve kıtlık zamanlarda tanrıların gazabına uğradıklarını inanırlar ve Kral veya yöneticilerini kurban ederlerdi.
Aztekliler de ailenin bereketi için ilk doğan bebek veya yerine köle satın alınıp , köle kurban ediliyordu. 
Aztek bayram törenlerin bazılarında tanrıların ilahi gücünü ve kuvvetini elde etmek için kurban edilen insanların eti ve kanını hamura karıştırılarak tapınanlar tarafından yenilir ve bu şekilde tanrıları bedenlerine girdiklerine inanırlardı.
Başka bir ritüelde ise kurban edilen insanın kalbi çıkarılır tanrı heykelinin önüne bırakılır , cesedin derisi yüzülür törene katılan töreni gerçekleştirene giydirilirdi , bu kişi kurbanın kanının son damlasına kadar meydanda dolaşırdı. 
Aztekler'de kurban edilen hayvan veya insanın bedenini paylaşarak törene katılan herkesin yemesi gerekiyordu. Aztekliler de insan kurban etmeleri çoğunlukla esirler oluştururdu. Kurban edilecek hayvan veya insana , kurban edilmeden önce tanrılara ulaştırması için dilekterini söylerlerdi. 
Aztekliler de şayet kişiler kurban kesemez ve değerli eşyalarını tanrılara sunamadıklarında , kendilerini feda ederlerdi. Bedenlerine veya dillerine Agave otu (sabır otu) bitkisinin dikenlerini batırırlardı. Kulaklarını kesmesi , bedenlerinden veya cinsel organından kan akıtılması gibi durumlar görülürdü. Aztek halkı tanrıları Kuetzalkoatl (Tüylü yılan) (Mayalar da ki ismi Kukul-kan'dır) insanlığa hayat vermek için kendi cinsel organından kan akıttığına inanırlardı.
Kişi kurban edildikten sonra cesedi merdivenlerden fırlatıldıktan sonra iç organları hayvanat bahçelerindeki gladyatör etkinlikleri  için besledikleri vahşi hayvanlara verilirdi. Kurbanın başı ise kurbanların ve öldürülen düşmanların başlarının konduğu tapınaktaki Tzompantli denilen raflara konulup sergilenirdi.
 

Ömer PalabıyıkÖmer Palabıyık