DUALAR & İSLAMİ KONULAR

Cehennemde birçok kuyular vardır

"Cehennemde birçok kuyular vardır. O kuyularda birtakım yılanlar bulunur. O yılanlar melez deve boynu gibidir. Orada, öyle akrepler vardır ki, katırlara benzerler. Cehennem ehli, o ateşten yılanlara kaçarlar. Onlar da ağızları ile yakalar, tepeden tırnağa derilerini yüzerler. Onlar için kurtuluş yine ateşe kaçmak olur.

Cehennemde birçok kuyular vardır

Muhammed bin Câfer, İbrahim bin Yûsuf, Ebû Muâviye, A’meş yolu ile Mücahidin şöyle dediği bize ulaşmıştır.
"Cehennemde birçok kuyular vardır. O kuyularda birtakım yılanlar bulunur. O yılanlar melez deve boynu gibidir. Orada, öyle akrepler vardır ki, katırlara benzerler. Cehennem ehli, o ateşten yılanlara kaçarlar. Onlar da ağızları ile yakalar, tepeden tırnağa derilerini yüzerler. Onlar için kurtuluş yine ateşe kaçmak olur.
Abdullah b. Cübey, Resûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu anlatıyor.
“Cehennem’de öyle yılanlar vardır ki, deve boynu gibidirler. Onlardan biri ısırırsa, acısı kırk yıl sürer. Ayrıca cehennemde öyle akrepler vardır ki, katır gibidirler : Bir soksa kırk yıl acısı devam eder.”
Âmeş, Zeyid b. Vehb’den naklen İbn Mes’ud şu sözünü anlatır:
"Sizin bu dünyâda kullandığınız ateş, cehennem ateşinin yetmişte biri kadardır. Eğer cehennem ateşi iki defa denize daldırılıp çıkartılsa, siz yine ondan faydalanamazsınız. İki defa denize daldırılmış olmasına rağmen hâlâ o kadar yakıcı olur ki, ondan yararlanılmaz."
Mücahid der ki: "Sizin bu ateşiniz, cehennem ateşinden Allâh’a sığınır.
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Cehennem ehlinin en hafif azâba uğrayanına ateşten bir takunya giydirirler. Onun sıcaklığı beynini kaynatır. Kafası bir ateş tenceresi gibi olur. Kulakları fışkırır. Dişleri ateş çıkarır. Göz kapakları ateş saçar. İçinde ne varsa ayakları altına dökülür.
Bu halde olan, en çetin azâbına uğradığını sanır ; halbuki o, en hafif azâba uğramıştır.” (Tenbîhü’l-Gâfilîn, Sh: 61, 62)
Resûlûllah (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu :
“Kıyâmet günü bir adam getirilip cehenneme atılır ve bağırsakları dışarı fırlar. O kişi, eşeğin değirmen taşı ile döndüğü gibi bağırsaklarıyla birlikte dönmeye başlar. Derken etrafına cehennemlikler toplanır ve "Ey falan, ne bu hâl? Sen iyiliği emredip, kötülükten alıkoymaz mıydın?" derler. O da, "Evet, ben iyiliği emrederdim, ama onu kendim yapmazdım. Kötülükten alıkoyardım, ama onu kendim yapardım." diye karşılık verir.” (Müslim, Zühd, 51)
 

Ömer PalabıyıkÖmer Palabıyık