DUALAR & İSLAMİ KONULAR

Hz. Fatıma Zehra'nın davete katılması

Arap kadınlarından süslü elbiseler giyinmiş bir kadın ve kız topluluğu Peygamber efendimizin yanına gelerek :

Hz. Fatıma Zehra'nın davete katılması

— Ya Muhammed! (Sav)Her ne kadar kabilelerimiz ayrı ise de aynı şehirde oturuyoruz, aynı yerdeyiz. Bugün bir toplantı tertip ettik. Arap kadın ve kızları bir araya gelecekler. Sizden ricamız, Kızınız Fâtıma'ya müsaade ediniz de, toplantımızı şereflendirsin. Böylece kopmak üzere olan ülfet bağlarımız da yenilenmiş olur, derler.
 Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz Arap kadınlarının bu isteklerini Allah cc.in emri ile reddetmez : 
— Siz gidin, ben Fâtıma'yı gönderirim, buyurur.
 Hazreti Fâtıma Validemiz bu davete katılmak istemez.
 Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi vessellem. Bu davete gitmesi gerektiğini Allah cc.emri olduğunu söyler.
 Hazreti Peygamberimiz Efendimiz :  Ya Kızım Fâtıma! Cefa gördükçe vefalı davranmamız, yabancılık gördükçe aşinalık etmemiz, kötülük görünce iyilik etmemiz için bize emir vardır. Ey gözümün nuru! Arap kadınları tertipledikleri bir topluluğa şeref vermenizi benden istediler. Ben de onların isteklerini reddetmedim. Şimdi ahde vefayı yerine getirmek senin rızana kaldı. buyurunca.
 Ummül Mü'minin Fâtımat'üz - Zehra (r.a) ; Sevgili babacığım, senin verdiğin sözün yerine getirilmesini, ben de isterim. Lâkin ben onların yanına hangi kıyafetle gideceğim. Şimdi oraya, Utbe'nin, Şeybe'nin, Ebû Leheb'in ve Ebu Cehl'in kızları da gelecek.  Onların yanına varırsam, bana aşağılayıcı sözler söyleyeceklerdir,bunların niyeti iyi olmadığını umuyorum der. 
Hazreti Peygamberimizin gözleri yaşarır : Ey kıymetli kızım, Allah cc. emri var mutlaka hikmet vardır buyurlar.
Tam bu konuşma cereyan ederken, Cebrail aleyhisselâm nazil olup, şu hükmü tebliğ eder : 
— Ya Resûlallah!.. Fâtıma o topluluğa gidecek ve onun toplantıya iştiraki anında bazı gizli sırlar açığa çıkacaktır. 
Bunun üzerine Hazreti Peygamberimiz : Ey iki gözümün nuru kızım!.. Şu anda Cebrail geldi, senin gitmekliğini bildirdi, buyurunca, Fâtımâ't-üz Zehra validemiz : 
— Canım sana feda olsun ey Allah'ın Resulü, Ben sana muhalefet etmedim, oraya gitmeyeceğim de demedim. Madem ki ferman nazil olmuştur gideceğim, der ve örtüsünü başına alıp, o toplantıya gitmek üzere, evden ayrılır. 
Bu arada, arap kadınları, toplantı yerine erkenden gelmiş ve süslü, allı yeşilli elbiselerinden ne varsa giyinmişler, hazreti Fâtıma'nın, nasıl bir eski elbise ile toplantı yerine geleceğini konuşuyorlar ve :
— Şimdi o bizim aramıza nasıl girecek. Çünkü , mutlaka eski ve yamalı bir libas giymiş olacaktır.  Mutlaka üzülecek, belki de bizim debdebeli halimizi görünce ağlayacaktır, diyerek birbirlerine takılırlardı.
Bir de ne görsünler. Allah, cc. Fâtıma'ya öyle cariyeler, cennet elbiseleri ve öyle hizmetçiler göndermişti ki görenlerin hayran kalmaması imkânsızdır. 
Allah cc. Cebrail as.cennet elbiseleri getirmesini cennet tacının Fatıma validemize giydirilmesini emreder. Sağında solunda melekler yelpazeler ile serinleterek  ve mübarek başında öyle mücevherler, zarif vücuduna öyle güzellik verir ki; sanki hazreti Fatıma, gök yüzündeki ay, onun yanındakiler ise birer yıldız gibi parıldarlar. Bu manzarayı görenlerin gözleri kamaşır. Cariyelerin kimi eteğini tutmuş, kimi üzerinde bir şey dokunmasın diye önünü temizliyor, kimisi de önüne geçmiş, ışık saçıyordur.
Bu hali gören Kureyş kadınları, hayrette kalmışlar : 
— Bu gelen kimin kızı!.. Hangi şahsın kızıdır, bu kız. Biz dünyada böyle güzellik ve böyle ihtişam görmedik, dediler ve en yüksek sedirleri hazreti Fâtıma'ya' bırakıp buyur ederler.
Sonradan öğrendiler ki; O, Hazreti Muhammed'in, (s.a.v.) kızı Fâtıma'dır.
 îmana istidadı olanlar, yanına sokulup nasiplendi, nasibi olmayan muannitler ise, kin ve hasetlerinden orada durmayıp toplantı yerini terkedip giderler.
Hazreti Fâtıma validemiz, şöyle konuşur :
— Ey Kureyş'in sevgilileri! Bizim manevî gıdamız, imandır. Babamın getirdikleri, dünya ve ahiret saadetini sağlar. Eğer siz de bize yakın olmak isterseniz, kalbinizde îman ışığını yakın!. Şehadet kelimesi getirip İslâmiyeti kabul edin !. buyurur.
Ve güzel bir konuşma ile onları imana daver eder. Orada bulunan çoğu kadınlar îslâmiyeti kabul edip, îmana gelirler.
 

Ömer PalabıyıkÖmer Palabıyık