DUALAR & İSLAMİ KONULAR

Hz. Mevlânâ ve sarhoş kıssası

Bir gece yarısından sonra, Hz. Mevlânâ’nın dergâhının kapısı çalınır. Öğrenicileri açıp bakarlarki karşılarında sarhoş genç duruyor;

Hz. Mevlânâ ve sarhoş kıssası

Sarhoş ; “Ben Mevlana’nın duasını alacağım!”  
Öğreniciler yüz vermeseler de o ısrar eder;
Sarhoş ; “Dua almadan bir yere gitmem!”
Seslere Hz. Mevlana uyanır ve sorar;  “Bu gürültü nedir?”
Yanıt verirler; “Efendim, sarhoş bir genç, duanızı almadan gitmeyeceğini söylüyor.”
Hz. Mevlana konuşur ;  “O, sarhoş kafayla bu saatte bizi bulabilmiş, siz ayık kafayla içeri almıyorsunuz, öyle mi? Belki samimidir, niye kovuyorsunuz? İsteyeni, edeni, ihlasla arayanı kovma yetkimiz yok ki. Zaman ; affetmek, iyilik etmek ve acımak zamanıdır. Öfkelenmek zamanı değildir. Ateşten çıkıp gelene, dön tekrar ateşe demeye hakkımız var mı? Bırakın gelsin yanıma!”
Hz. Mevlana’nın sözlerini duyan genç gelir ve ağlayarak der ki; “Hocam benim gibi sarhoş, edepsiz biri için, öğrenicilerinize sitem etmenize gönlüm razı olmadı.  Beni de  alır mısınız?  Sizin ve öğrenicilerinizin hizmetinizde olmakla onurlanmak istiyorum.”
Hz. Mevlana gözyaşlarını silip konuşur; “Evladım hoş geldin aramıza, kimin ne zaman ne olacağı belli olmaz, hangi vesile ile kavuşacağı belli olmaz. Allahü teâlâ âlemlere rahmet olarak gönderdiği Peygamber efendimize, “Beni talep edene hizmetçi ol” diye emrediyor. Bu yüzden talep edenin haline vaktine saatine bakılmaz, talebine bakılır. Sen bizi Allah için sevip bulmuşsun. Gerçekte talebin biz değil, Allah sevgisine kavuşmaktır. Buna engel olmaya kimsenin hakkı olmaz.  Öğrencilere sitem edişim bu yüzdendi..”
 

Ömer PalabıyıkÖmer Palabıyık