DUALAR & İSLAMİ KONULAR

Deyyûs kime denir ? Ne demektir ?

Hanımının nâmussuzluğuna, ahlâksızlığına aldırış etmeyen, göz yuman kimsedir. " Cennet, deyyûsa haramdır." (Hadîs-i şerîf-Zevâcir)

Deyyûs kime denir ? Ne demektir ?

                            Deyyûs kime denir ? Ne demektir ? 
Hanımının nâmussuzluğuna, ahlâksızlığına aldırış etmeyen, göz yuman kimsedir.
" Cennet, deyyûsa haramdır." (Hadîs-i şerîf-Zevâcir)
Üç kişi Cennet'e hiç girmeyecektir : Birincisi ; deyyûs , ikincisi ; kendisini erkeklere benzeten kadınlar. Üçüncüsü ; içki içmeye devâm edenler. (Hadîs-i şerîf-Zevâcir)
Deyyûs Arapça bir kelime olup , karısının ve yakınlarının namuslarına halel ( bozma, yırtma, delme ) getirecek davranışlarına karşı kıskanma duymayan , onların ırzlarını sakınmayan kimse demektir...(Ibnu'I-Esîr, en Nihâye N/47)
Deyyûs ; eşleri, kızları vs. ehline haremlik selamlık uygulamayan ,gözü önünde başka erkeklerin mahremlerinin yanına girdiği kimsedir.
Abdullah b. Ömer'den (Allah ondan ve babasından râzı olsun ) rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:
(( ثَلاَثَةٌ قَدْ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِمُ الْجَنَّةَ: مُدْمِنُ الْخَمْرِ، وَالْعَاقُّ، وَالدَّيُّوثُ الَّذِي يُقِرُّ فِي أَهْلِهِ الْخَبَثَ.)) [رواه أحمد وصححه الألباني]
"Allah ; üç sınıf insana cenneti haram kılmıştır : İçki düşkünü , anne-babasına itaatsizlik eden ve âilesinde fuhşa göz yuman deyyus."[1]
Üç hadis-i şerif şöyledir:
"Allahü teâlâ, Cenneti yaratınca , “Deyyus senin kokunu bile duyamaz” buyurdu. [Deylemi]
"Deyyusa Cennete girmek haramdır." [Nesai, Ahmed, Taberani]
"Yakınını kıskanmak iman alametidir. Deyyusluk ise münafıklık alametidir." [Beyhakî]
Deyyusluğun çağımızdaki bir örneği de evden bir kızın veya kadının , yabancı bir erkekle telefonla -kur yapma diye adlandırılan- karşılıklı konuşmasına göz yummak veya evdeki bir kızın veya kadının, (mahremi olmayan) yabancı bir erkekle baş başa kalmasına râzı olmaktır.
Aynı şekilde, âilesinden bir kadının tek başına -şoför vb.- bir yabancıyla arabaya binmesine izin vermek ve şer’i tesettürü olmadan dışarı çıkmasına, gelip-geçenin ona bakmasına râzı olmaktır.
 

Ömer PalabıyıkÖmer Palabıyık